Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

LinkedIn'de kendini nasıl daha iyi tanıtırsın?

LinkedIn’de herkes var. Ama kimse gerçekten yok. Profil fotoğrafı, iş unvanı, birkaç sertifika… hepsi orada. Ama hiçbiri, senin ne olduğunu anlatmıyor. Çünkü algoritmalarla çalışan bir platformda insan gibi görünmek, yeterli değil. Görünür olmadan algılanabilir olmak gerekiyor.

Bu yazı, LinkedIn'de "kendini tanıtmak" gibi basit bir hareketi, dijital zihin mühendisliğine çevirmek için yazıldı. Hazırsan başlıyoruz. Gerçek profesyonel, kendini tanıtmaz. Kendini aratır.

1. Başlıkta Meslek Yazmak Artık Eski Dünya

LinkedIn başlığın (“Headline”) sadece unvan değildir. O satır, sistemin seni nereye koyacağını belirleyen satırdır. Dolayısıyla tek meslek yazmak yerine:

🚀 Web Designer + 📈 SEO Strategist | Yapay Zeka ile Dönüşüm Odaklı Arayüzler | İstanbul’dan Global’e

Bu yapı üç katmanda çalışır:

  • Emoji → görsel algıyı tetikler (göz, sistemden önce karar verir)
  • + işareti → LinkedIn aramasında “ve” bağlacı gibi çalışır, seni çift alanda listeler
  • Lokasyon + yön → uluslararası aramalarda coğrafi hedefleme sağlar

Yani yazı değil, yönlendirici sinyal gönderiyorsun. Artık başlık, arama motoruna yapılmış bir manuel etiketleme.

2. “Hakkımda” Yazısı = Dijital Bilinç Manifestosu

Hakkımda bölümü, sadece ne iş yaptığını değil, nasıl düşündüğünü göstermelidir. Ama bunun için şaşırtıcı bir yapıyla yazman gerekir. Örnek yapı:

Problem çözmeyi seven biriyim demek kolay.
Ben ise gecenin 03:14’ünde boş bir sayfaya bakarken çözümle boğuşanlardanım.

Kod yazıyorum çünkü insanlara ne düşündüğümü açıklamayı sevmiyorum.
Tasarım yapıyorum çünkü sessizlikle daha iyi iletişim kurduğuma inanıyorum.

Yapay zekâ ile değil, insan zekâsının eşiğinde iş üretiyorum.
Çünkü fikir değil, fikirle ne yaptığın kalıyor.

Bana ulaştığında cevabım kısa olabilir. Ama yaptığımsa uzun sürer.

Bu yapı:

  • Standart cümle kalıplarını kırar
  • İroni içerir, duygu katmanı barındırır
  • Algoritma değil, zihin okuması yapar

Unutma, insanlar seni okuduğunda değil, senin yazını kapatamadıklarında etkilenir.

3. Görsel Kodlama: Profil Fotoğrafı Bir Anlatı Olmalı

Çoğu kişi profiline ceket giyip bakan bir fotoğraf koyar. LinkedIn bunu sever. Ama kullanıcı sevmez. Neden mi? Çünkü tekdüzelik dikkat eşiğini aşamaz.

Yeni fotoğraf stratejisi:

  • Arka plan = iş alanını yansıtan metafor (örnek: kod yazan bir el değil, devre desenli karanlık arka plan)
  • Gülümseme = yarım gülümse, ama göz net
  • Odak = göz seviyesine değil, biraz altına bak

Böylece profilin, profesyonel ama gizemli bir enerji yayar. Görsel olarak merak uyandırır. Merak, tıklamaya dönüşür. Tıklama, bağlantıya.

4. Deneyim Alanını Sırayla Değil, Etkiyle Yaz

LinkedIn’de iş deneyimleri tarihe göre sıralanır. Ama sen içeriği etkisine göre düzenleyebilirsin. Şöyle yap:

Başlık:

En çok şeyi öğrendiğim iş: Freelance dönemi (2017–2020)

Açıklama:

Müşteri yoktu.
Süreç vardı.

Para yoktu.
Zaman vardı.

Bu dönemde 8 farklı sektörde, 14 markaya hizmet verdim. Hiçbiriyle sözleşme yapmadım. Ama hepsi hâlâ beni arıyor.

Çünkü bazen CV değil, hafıza kazanır.

Burada sistemin senden beklediği yapı yok. Ama insan beyninin aradığı şey var: anlam. Ve LinkedIn’i insanlar tarar. Sistem önerse bile.

5. Bağlantı Kurarken Cümle Değil, Kod Yaz

Bağlantı isteği gönderirken:

Merhaba, bağlantı kurmak isterim.

demek yerine, sistemin içini del:

Sizinle aynı sektörde ama bambaşka bir perspektifte çalışıyorum. Eğer 43 saniyenizi ayırırsanız, bunu gösterebilirim.

Bu cümle şu nedenle çalışır:

  • “43 saniye” → Zaman algısını kırar (özel sayı vererek dikkat çeker)
  • “gösterebilirim” → iddialı ama saygılı
  • “aynı ama farklı” → profesyonel paralel kurgu

Bu, bağlantı değil. Bu, bir davettir. Ve insanlar davetleri reddetmekte zorlanır.

6. İçerik Paylaşırken Kural: Göstermek, Anlatmaktan Üstündür

LinkedIn’de içerik üretmek istiyorsan, “bugün şunu öğrendim” demek yerine “bugün bunu ” demeyi öğren.

İçerik örneği:

Dün 3 saatimi bir müşterinin logo takıntısıyla geçirdim.
Bugün sabah onun hikâyesini dinledim. Meğer babası yıllar önce tabela işi yapmış.

Tasarım detayları bazen sadece piksel değil, travmadır.
Ve ben bu sabah sadece bir logo değil, bir hikâye tasarladım.

Bu bir yazı değil. Bu, profesyonel empati. Bu seviyede içerik paylaştığında insanlar seni sadece “iş yapan” olarak değil, “düşünen biri” olarak görür.

Profesyonel Profil = Dikkat Kodlaması

Alan Standart Kullanım Algoritmik Zihin Tetikleyici
Başlık Web Developer 🚀 Full-Stack Dev | Yapay Zeka + NoCode Meraklısı | Uzaktan/Global
Hakkımda Problem çözen, hızlı öğrenen... Gece 03:14’te çözüm bulan, sabah 08:00’de çayla anlatan biriyim
Fotoğraf Ciddi duruş, açık arka plan Derinlikli kontrast, karakteristik bakış
İçerik “Bugün şu eğitimi aldım” “Bugün öğrendiğim şey bir veri değil, bir insandı”

Tanıdık Gibi Gelen Bilinmeyen

LinkedIn’de kendini tanıtmak, "ben şuyum" demek değildir. İnsanlar zaten “şeyleri” unuturlar. Ama farklı gelen şeyi hatırlarlar. Ve sen artık kendini tanıtan değil, kendini düşündüren bir profesyonelsin.

Görünme. Duyulma. Ama farkedil. LinkedIn algoritması seni listeye alır. Ama insanlar seni zihne alır.