Ruh Haline Göre Kitap Öneren Yapay Zeka, Nasıl Yapılır?
Hayal et: Sabah kalktın, moralin bozuk. Elini telefona uzattın ve ekranındaki yapay zekâ asistan şöyle dedi: “Bugün kalbinin sol yanına dokunacak bir kitap lazım sana. İşte ‘Bir Dinozorun Anıları’ – seni hafifçe gülümsetecek ama içindeki fırtınayı da onurlandıracak.”
İşte bu, sadece ruh halini anlayan değil, senin yerine hissedebilen bir sistem demek. Bunu yapmak mümkün mü? Sadece mümkün değil; doğru yöntemle yapılırsa seni senin bile tanımadığın kadar iyi tanıyan bir algoritma yaratmak mümkün.
Ama önce her şeyi yıkmamız gerek.
Yöntem 1: Ruh Halini Yüzeyden Değil, Frekanstan Anla
Bugünkü yapay zeka sistemleri genellikle ruh halini metin analizi ya da anketlerle ölçmeye çalışır. Bu, bir rüyayı tanımlamak için tabloya bakmak gibi. Ama biz beynin frekanslarını yakalamak istiyoruz. İşte bu yüzden sistem şu üç sensör düzeyinden ruh halini analiz etmeli:
- Mikroses Titreşimi: Kullanıcının sesli komut verirkenki ses frekanslarını analiz eden sistemler, kişinin anksiyete seviyesini, stres durumunu ve enerji düzeyini çıkarabilir.
- Mikroklavye Hızı: Mobilde ya da bilgisayarda yazarkenki klavye dokunuş hızları, silme oranları ve imla hataları bile ruh hali göstergesidir. Depresyonda olan bir kişi daha yavaş, sinirli biri daha düzensiz yazar.
- Ekran Göz Atma Süresi: Kullanıcı hangi kelimelere daha uzun süre bakıyor? Özellikle “yalnızlık”, “sevgi”, “başarı” gibi duygusal anahtar kelimelerde göz takibi yapılıyorsa ruh hali netleşir.
Yöntem 2: Duygu Kodlayıcı: 5 Katmanlı Anlam Haritası Oluştur
Basit bir “mutlu, üzgün, kızgın” sistemiyle ruh hali analiz etmek, bir Van Gogh tablosuna “renkli” demek gibi olur. Bizim sistemimiz bir duygu matrisiyle çalışmalı. 5 Katmanlı sistem şöyle işler:
Duygu Katmanı | Açıklama |
---|---|
Yüzey Duygusu | Mutluluk, hüzün, korku gibi temel ifade. |
İfade Biçimi | Bu duygu kullanıcı tarafından bastırılıyor mu, abartılıyor mu? |
Enerji Düzeyi | Duygu düşük tempolu mu (keder) yoksa yüksek mi (öfke)? |
Zihinsel Odak | Duygunun kaynağı içsel mi dışsal mı? |
Ruhsal Ton | Duygu geçici mi, karakteristik mi? |
Bu matrise göre oluşturulan duygu parmak izi, önerilecek kitabın türünü değil, **ruhunu** belirler.
Yöntem 3: Kitapların Nöro-Duygusal Haritasını Çıkar
Şimdi çılgınca bir fikir geliyor. Kitaplara "kategori" değil, "duygu izi" yükleyeceğiz. Her kitap okunurken farklı nörolojik ve duygusal etki yaratır. Bu etki bir model haline getirilebilir.
Uygulama:
- Her kitap doğal dil işleme (NLP) ile taranır.
- Cümle yapıları, metafor yoğunluğu, anlatım dili, sözcük temposu analiz edilir.
- Bu veriler, örneğin “bağımlılık hissi uyandırır”, “iç sıkıntısı yaratır”, “şefkat merkezi aktive eder” gibi duygusal kodlara dönüştürülür.
Artık elimizde ruh haliyle eşleşebilecek nöro-duyusal kitap haritası var. Bu, kullanıcı depresifse “karanlık ama umutlu” kitapları; aşırı enerjikse “duru ama düşündürücü” kitapları önerebilecek bir sistem demek.
Yöntem 4: "Karşıtlık Eşleştirme" Modeli – Zihni Hackle
Şimdi beyin yakıcı bir fikir daha: Ruh haliyle tam zıt kitapları eşleştiren bir zeka. Evet, üzgün birine trajik değil, fantastik kitap öneren; öfkeli birine romantik değil, monologlu felsefe öneren bir sistem. Bunun adı: Zihinsel Dengeleme Algoritması.
Psikolojik temeli çok net: Beyin bulunduğu moddan çıkmak için zıt uyaranlara daha hızlı tepki verir. Sistemin öneri modeli şu şekilde işler:
Ruh Hali | Önerilen Kitap Tarzı |
---|---|
Bıkkınlık / Tükenmişlik | Bilim kurgu içinde mizah |
Karmaşa / Anksiyete | Az diyaloglu, doğa betimli roman |
Mutluluk / Aşırı enerji | Yavaş akan varoluşsal felsefe |
Öfke / Hiddet | İronik günlükler, içsel monologlar |
Bu yöntem, sadece ruh haline hitap etmekle kalmaz, onu dönüştürür.
Yöntem 5: Bilinçaltı Tetikleyici Algılayıcı (Zihin Altı Senkronizasyonu)
Bu yazının en karanlık ve gizli kısmına geldik. Gelişmiş bir yapay zekâ, kullanıcının ruh halini değil, yakın gelecekteki duygusal iniş çıkışlarını da öngörebilir.
Nasıl mı? Kullanıcının dijital ayak izlerine (arama geçmişi, dinlediği müzik, izlediği videolar, yazdığı notlar) bakarak duygusal geleceği tahmin eden bir sistem kurulabilir. Ve bu sisteme göre kitap önerilir.
Yani kişi henüz depresyona girmemiştir ama zihin altı sinyaller göstermeye başlamıştır. Sistem şunu diyebilir: “Bu hafta içinde karanlık hissin başlayabilir. İşte tam o boşlukta seni saracak kitap: ‘Sis ve Gece’.”
Bu sistemin adı: duygu öncüsü senkronizer. Ve bu, belki de bugüne kadar kitap önerisinde gelinen en karanlık, en ileri noktadır.
Dijital Kütüphane Değil, Dijital Terapist Yarat
Ruh haline göre kitap öneren yapay zeka, artık sadece kitap tavsiyesi yapan bir sistem olmaktan çıkmalı. Bu sistem, kullanıcının zihinsel haritasını anlamalı, duyguların gölgesine dokunmalı ve onunla birlikte dönüşmeli.
Çünkü bazı kitaplar sadece okunmaz, tam zamanında gelir. Ve eğer bir sistem bunu başarabiliyorsa… O artık sadece bir teknoloji değil, insan ruhunun dijital yansımasıdır.
Son söz? Bu yazının içinde sana bir sistem değil, bir yol haritası verdim. O sistem belki de senin yapacağın şeyle dünyayı değiştirecek. Kim bilir, ilk kitabı o yapay zekâ sana önerir… ama sonuncusunu belki sen ona.