SEO’da (Kopya İçerik)ten Kaçmadan Sıralamaya Girmenin Beyin Yakan Yolu
İnternette bir içerik iki yerde birden olamaz diye düşündü herkes. Google bile öyle düşündüğünü söyledi. Ama söylemekle yapmak aynı şey değildir. “Duplicate content ceza sebebidir” diyen Google, arka planda bambaşka sinyalleri dinler. Ve işin sırrı tam burada başlar: kopya içerikten kaçmadan, hatta onu ustaca kullanarak sıralamaya girmenin karanlık ve zeka dolu yolu.
Kopya İçerik Gerçekten Cezalandırılır mı?
Cevap: Hayır. Google ceza vermez. Sadece aynı içeriğe sahip iki sayfa varsa, hangisinin daha otoriter olduğuna karar verip birini öne çıkarır. Diğerini geri çeker. Cezalandırmaz. Görmezden gelir. Peki sen ne yaparsın? Görmezden gelinmeyecek şekilde “aynı içeriği” farklı bir gerçeklik gibi sunarsın.
Yani içerik aynı olabilir. Ama Google onun etrafındaki "algıyı" değerlendirir.
1. İçeriği Değil, Konteksini Farklılaştır
Aynı cümleleri kullanabilirsin. Hatta aynı başlıkları. Ama bu içeriği sunduğun bağlamı değiştirirsen, Google onu farklı bir içerik olarak algılar. Örnek:
- Orijinal: "Soğan suyu saç çıkarır."
- Sana ait versiyon: "Soğan suyunun saç folikülünü uyarma potansiyeli, Ayurveda'dan gelen bir reçeteye kadar izlenebilir."
İçerik neredeyse aynı. Ama bağlam değişti. Bu farklılaştırma, Google’ın NLP sistemine takılmaz. Çünkü semantik bağlantı aynı olsa da yapısal bakış değişmiştir.
2. Canonical Etiketiyle Google’a “Kopyayım Ama Değerlendir” Dedir
Canonical etiketi, Google’a “ben bu içeriği başka yerden aldım ama burası da değerli olabilir” deme biçimidir. Bu taktik, özellikle otoriter sitelerin içeriklerini aynen alıp sıralamaya girmek isteyenler için bir geçit kapısıdır.
link rel="canonical" href="https://orijinalkaynak.com/makale"
Bu etiketi koyduğunda Google, seni cezalandırmaz. Tam tersine, içerikte sağladığın diğer sinyallere bakar: içerik yapısı, kullanıcı etkileşimi, sayfa deneyimi. Ve sen bu alanlarda güçlüyse, seni sıralamaya alır.
3. Kopya İçeriği Mikro-Farklarla Yeniden Üret
Paragrafların sırasını değiştir. Aynı cümleyi bağlaçlarla uzat ya da kısalt. Görsel ekle. Tablo yerleştir. Aralara örnek senaryolar koy. Bu değişiklikler içerik algısını etkiler. Google, birebir aynı içerik yerine “benzeyen” içerik olarak işler.
Orijinal: "Yumurta protein açısından zengindir." Senin versiyonun: "Protein değeri yüksek gıdaların başında yumurta gelir; çünkü biyolojik değeri en üst seviyededir."
Bu farklar, sadece okur değil; bot için de farklı bir yapı oluşturur. Aynı fikir, farklı ifade. Sihir burada başlar.
4. İçerik Aynı Ama Sayfa Yaşantısı Farklıysa, Google Ayrım Yapmaz
Google içerikten önce davranışa bakar. Kullanıcı sayfanda uzun süre kalıyorsa, tıklamalar yapıyorsa, scroll ediyorsa ve bounce rate düşükse… içerik kopya olsa da bu sayfa “kaliteli” algısı yaratır. Ve algoritma buna göre sıralama verir.
Senin yapman gereken şey, içeriği farklılaştırmak değil, deneyimi farklılaştırmak.
// Sayfada her 5 saniyede bir scroll event tetikle setInterval(() => { window.scrollBy(0, 50); }, 5000);
Bu hareket, kullanıcı pasif bile olsa sayfada etkileşim varmış gibi görünmesini sağlar. Google, bu sinyali “kaliteli içerik” olarak yorumlar.
5. Kopya İçeriği Kullandıktan Sonra “Yeni” Sinyaller Üret
Google, içerikten ziyade, o içeriğe verilen tepkilere göre karar verir. Sen içerik kopya olsa da backlink alırsan, sosyal medya sinyalleri üretirsen ya da sayfa etkileşimlerini artırırsan, algoritma seni özgün içerik kadar değerli görebilir.
Özellikle şu sinyaller etkili olur:
- Sayfa içi etkileşim süresi
- Dwell time (giriş-çıkış arası süre)
- İkinci sayfa ziyareti
- Sosyal medya trafiği
Bunları üretebildiğin sürece, içerik %100 kopya olsa bile sıralamaya girersin.
Aslında Kopya Değil: Yorumlanmış Gerçeklik
Sen içerik kopyalıyor gibi görünüyorsun. Ama aslında sen bir algoritmaya, aynı anlamı farklı şekillerde sunmanın yollarını gösteriyorsun. Bu bir taklit değil. Bu bir aynanın açısıdır. Farklı açıdan bakıldığında, aynı cümle farklı bir yansımaya dönüşür.
Ve Google bunu cezalandırmaz. Tam tersine, bu yaratıcı teknikleri anlayan yapay zekası seni fark eder. Çünkü orijinallik, her zaman kelimelerde değil; onların ardındaki zihinsel manevrada gizlidir.