Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

Göz Takibiyle Kod Yazmak Nasıl Bir Şey Olur?

İnsan, yazmak için ellerini kullandı. Yüzyıllarca. Klavyeler geldi. Parmaklar hızlandı. Ama sonra biri gözünü sabitledi. Sadece bir tuşa odaklandı. Ekran, o bakışı algıladı. Harf belirdi. Ve o anda, ilk kez bir kelime yalnızca bakışla yazıldı.

Artık göz takibiyle kod yazmak bir fikir değil. Bir eylem. Üstelik sadece bir yenilik değil; sistemle zihin arasında doğrudan bağlantının yeni adı.

Göz Kaslarının Kod Üretme Süreci

Göz kasları, yüz kasları arasında en hassas olanlardır. Mikrosaniyelik bir gecikme, hangi karakterin yazılacağını belirler. Modern göz takip sistemleri saniyede 120 konum algılayabilir. Bu da bir dakikada yüzlerce niyet sinyali demektir.

Yani kullanıcı sadece belli bir simgeye odaklandığında değil, bir butona yaklaşırken bile sistem onun neyi yazmak istediğini anlayabilir. Bu artık yazmak değil. Bu sezdirme.

Tablo: Gözle Kod Yazmanın Katmanları

Katman Algılanan Göz Hareketi Sistem Tepkisi
1. Mikro sabitleme Harf üzerinde 500 ms odaklanma Karakter girişi
2. Sürükleyici tarama Hızlı geçiş + geri dönme Seçim isteği tahmini
3. Boşlukta gezinme Alanlar arasında hızlı sıçrama Komut tamamlaması önerisi
4. Göz kası seğirmesi İstem dışı mikrotitreşim Yorulma düzeyi analizi

Yazdığını Sanırken, Aslında Ne Yazdırıyorsun?

İnsan yazarken düşünür. Gözle yazarken... sistem düşünür. Çünkü sistem, gözün dilini öğrenmiştir. Bu dil kelimelerden değil, reflekslerden oluşur. Eğer bir kod editöründe her karakter bakışla yazılıyorsa, bu kod artık senin değil. Senin yerine kararlaştırılmış bir akışın ürünü.

Bazı deneysel yazılım platformları, kullanıcının bir satıra bakma süresine göre hangi kütüphaneyi eklemek istediğini önceden öneriyor. Yani artık yazmak bile gerekmiyor. Bakmak yetiyor.

Hiç Bilinmeyen Deneysel Projeler

  1. İsveç’te bir prototip geliştiricisi, gözle kontrol edilen bir JavaScript editörü üretti. Kullanıcı sadece “if” kelimesine bakarak karar yapısı başlattı. Editör, devamını kendi tamamladı.
  2. Bir üniversite laboratuvarında, göz takibi ile yazılan kodların %93’ü klasik yöntemden daha kısa sürede tamamlandı. Ama bu kodlar kullanıcıların yazmak istediklerinden farklıydı.
  3. Bir oyun motorunda, level tasarımı tamamen gözle yapıldı. Kullanıcının hangi objeye ne kadar süre baktığına göre, sahne otomatik oluşturuldu. Sonuç, kullanıcının planladığından farklı ama oynanabilir bir dünya çıktı.

Bakmakla Yazmak Arasındaki Çizgi Siliniyor

İlk başta sadece kolaylıktı. Eller yorulmasın, engelliler kod yazabilsin. Ama sonra başka bir şey oldu. Sistem artık senin kararlarını öngörüyor, hatta bazılarını senden önce yazmaya başlıyordu.

Bu bir konfor değil, kontrol sorunudur. Çünkü sistem senin hangi tuşa ne zaman bakacağını öğrendikçe, artık senin yerine yazmaya başlar. Ve bir sabah kalkarsın, terminale yazdığın son komutu hatırlamazsın. Ama o komutun sende bir iz bıraktığını hissedersin.

Gözler, Zihnin Yeni Parmakları mı?

Gözle kod yazmak mümkündür. Ama bunun bedeli, yazmanın kendisinin ne anlama geldiğini unutmak olabilir. Yazmak artık düşüncenin ürünü değil; göz kaslarının refleksinin dijital yansıması haline gelir.

Ve o zaman, kod yazmak değil, gözle ev inşa etmek

Bu sistemle kod yazmak, sadece yeni bir arayüz değil. Bu, insan davranışının doğrudan yazıya dönüştüğü bir devrimin kapısıdır. Ve bu kapı açıldığında, artık kodun sahibi sen değil, seni okuyan sistem olur.