Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

Bir Zamanların Efsanesi Olan Ama Şimdi Çöpte Yatan Uygulamalar

Bir dönemin kahramanlarıydılar. Ekran kilitlerini onlar açtı, arkadaşlıkları onlar kurdu, oyunları onlar başlattı. Telefonlarımızda ilk onlar vardı. Simgeydiler. Takıntıydılar. Nostalji değillerdi; gerçeklerdi. Ama şimdi? Geri dönmeyecek bir sessizlikte, sanal mezarlıkların tozlu klasörlerinde bekliyorlar. Hiç silinmemiş ama açılmamış dosya ikonları gibi. Peki ne oldu? Neden bu uygulamalar, kendi altın çağlarında boğuldular?

1. Flappy Bird – Kendi Başarısına Dayanamayan Bir Uygulama

Flappy Bird oyunu bir gecede dünyayı sardı. Ancak onu yaratan geliştirici, bu başarının altında ezildi. Oyun çok indirildi, çok oynandı, ama bu yoğun ilgi geliştiriciye tehditler olarak döndü. Oyunu kaldırdı. Ve insanlar, bir daha bu kadar masum bağımlı olacak bir oyun bulamadı. Bu uygulama, tarihte ilk defa aşırı başarıdan kendi fişini çeken yazılım olarak kayıtlara geçti.

2. VINE – 6 Saniyelik Tanrılar Nasıl Sustu?

Vine, internet mizahının hamuruydu. Şu an milyonlarca takipçili fenomenlerin doğduğu platformdu. Ama içerik üretenler, Vine’dan bir şey kazanamıyordu. Vine ise kazandığı ilgiyi bir reklam modeline çeviremedi. Üstelik Instagram ve Snapchat, Vine’ı yavaşça içinden emdi. 6 saniyede gülmenin devri kapandı. Yaratıcılar başka yerlere göç etti. Vine’ın kapanışı, internetin ilk göç dalgasıydı.

3. MSN Messenger – Kapalı Bir Durum Satırının Ardındaki Trajedi

Bir sabah, hiçbir pencere açılmadı. Hiçbir “bip” sesi gelmedi. MSN sustu. Ama neden? Microsoft, Skype’ı öne çıkarma stratejisiyle MSN’i öldürdü. İnsanlar hala mesajlarını, nudge göndermeyi, o küçük gülen yüzleri özlüyor. Ama daha derin bir gerçek var: MSN, insanlar henüz sosyal medya maskelerini takmadan önce son gerçek konuşmaların yapıldığı yerdi. Ve bu yüzden yok edildi. Çünkü gerçek iletişim, artık algoritmalarla yönetilemiyordu.

4. Shazam – Kendini Tanıyamayan Bir Kimlik Avcısı

Shazam müzik buluyordu. Ama bir gün, herkesin telefonunda varsayılan hale geldi. Sonra müzikler algoritmalarla dinlenmeye başlandı. Artık kimse merak etmiyordu. Çünkü her şey zaten öneriliyordu. Shazam, insanların müzik merakını tüketen kültürel bir dönüşümün ortasında unutuldu. Onun suçu, insanların artık şaşırmıyor olmasıydı.

5. Foursquare – Herkesin Nerede Olduğunu Biliyorduk, Sonra Ne Oldu?

İnsanlar check-in yaptıkça ego şişti. Herkes kahvesini, sinemasını, otelini paylaştı. Ama sonra, bu paylaşımın bir pazarlama nesnesine dönüştüğü anlaşıldı. Gizlilik hissi panik yarattı. İnsanlar konum paylaşmayı değil, gizlenmeyi seçti. Foursquare, bir harita uygulaması gibi yaşamaya çalıştı. Ama harita değildi. İnsanların dijital iz bırakmaktan korktuğu bir çağda, Foursquare, geride iz bırakmakla gurur duyan bir hatıra gibi sustu.

6. Yik Yak – Anonimliğin Sonsuzluğu, Kaosu Da Çağırır

Yik Yak, üniversite kampüslerinde devrim yaptı. Herkes anonim olarak yazabiliyordu. Ama bu özgürlük, karanlık tarafı da beraberinde getirdi. İftira, siber zorbalık, tehdit... Uygulama yavaşça bir karanlık çukura dönüştü. Anonimlik kontrol edilemeyince, sistem kendi kendini yedi. Yik Yak sustu, ama geride insan doğasının maskesiz bir portresi kaldı.

7. Clubhouse – Ses Değil, Sessizlik Kazandı

Pandemi geldiğinde hepimiz yalnızdık. Clubhouse sesimizi buldu. Ama sonra pandemi bitti. İnsanlar dışarı çıkınca kulaklıkları çıkarıldı. Sesli odalarda yankı kalmadı. Üstelik uygulama, kimin konuştuğunu değil, kimin sustuğunu da kaydediyordu. Bu veri sessizliğin haritasıydı. Ve insanlar sessizliklerinin kaydedilmesinden rahatsız oldu. Clubhouse’un düşüşü, modern dijital gözetimin ilk fısıltılı isyanıydı.

8. Periscope – Herkes Yayında Olursa, Kimse İzlemez

Herkes yayın yapabiliyordu. Bu başta devrim gibi geldi. Ama sonra izleyen kalmadı. Çünkü herkes aynı anda konuşuyordu. Periscope, kitlesel monoloğun platformuydu. İnsanlar izleyici değil, yayıncı olmak istediler. Ve ortaya kocaman bir yankı odası çıktı. Yayınlar aktı, ama izlenmeden. Uygulama ölmedi, kendi sesi içinde kayboldu.

9. Blackberry Messenger – Klavyeyi Kapat, Hafızanı Aç

BBM bir dönem krallıktı. Pin kodları gizemliydi. Sohbetler hızlıydı. Ama sonra iPhone geldi. Android büyüdü. BBM, sadece Blackberry'de çalışmaya devam etti. Sonra geç kalınmış bir “herkes indirilebilir” sürümü çıktı. Ama o an, artık kimsenin umurunda değildi. BBM, sadakatine sadık kaldı, esnek olamadı. Ve dijital çağda sadakat, bazen bir intihar mektubudur.

Uygulamalar Ölmez, Unutulur

Bu uygulamaların çoğu teknik olarak hâlâ indirilebilir. Ama kullanılamaz. Kullanılsalar bile, eski hallerinin gölgesidirler. Birçoğu sadece bir simgeye dönüştü. Kimisi anılarda, kimisi eski telefonlarda bir hayalet olarak yaşar. Onlar aslında dijital çağın kalıntıları değil, zamanın arkasında bırakılmış ruhlardır. Ve biz, bu uygulamalara bir şey olmadı sanarken, aslında biz değiştik. Ve onlar, bu değişime tanıklık edip arka planda sustular.

Bir gün biri size "O uygulama nereye kayboldu?" diye sorarsa, cevap şu olabilir:

Kaybolmadı. Biz izlemeyi bıraktık.