Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

Hacker’ların Bile Kullanmaktan Vazgeçtiği Güvenlik Uygulamaları

Bu yazıyı okurken unutmaman gereken bir şey var: Bir güvenlik uygulaması, sıradan kullanıcılar için “güçlü” olabilir. Ama hacker’lar için değil.

Çünkü onlar sistemin içini görür. Kodu, mantığı, akışı, veri çağrısını izler. Bir yazılımı yüzeyinden değil, derisinden içeri doğru analiz ederler. Ve işte bazı güvenlik uygulamaları vardır ki... ilk başta hacker'lar tarafından kullanılır, ama sonra terk edilir. Sessizce. Topluluklarda adı anılmaz olur. Forumlardan linkleri silinir. GitHub yıldızları düşer.

Çünkü hacker’ların bile güvenini kaybetmiş bir güvenlik yazılımı, sadece ismi olan bir duvardır.

1. Açık Kaynak Gibi Görünüp Kapalı Kalanlar

İlk kategori şu: “Open-source” etiketli ama kritik bölümleri derlenmiş olarak gelen güvenlik uygulamaları.

Bu yazılımlar ilk bakışta topluluk dostu, şeffaf görünür. Ama kodun bazı bölümleri obfuscate edilmiştir. Bazı fonksiyonlar paketlenmiş, içine bakmak mümkün değildir.

Ve hacker’lar bunu fark ettiğinde şöyle der:

“Kod görünmüyorsa, içerik güvenilmezdir.”

Bir güvenlik aracında şeffaflık esastır. Gizlenen her fonksiyon, potansiyel bir arka kapı olarak değerlendirilir.

2. “Asla Hacklenemez” Diyen Her Şey Hacklenir

Bazı yazılımlar kendilerine aşırı güvenle gelir:

“Sıfır gün açıklarına karşı bile koruma sağlar.”

Bu cümle hacker dünyasında “gel beni parçala” anlamına gelir. Ve genellikle öyle olur.

Birkaç hafta içinde bir reverse engineering başlar. Assembly'de zayıf kontrol yapısı bulunur. Token sistemi bypass edilir. Kendi log dosyasını bile silemeyen uygulamalar, kullanıcıya güvenlik vaadi sunar.

Sonra ne olur? IRC kanallarında şu cümle dolaşmaya başlar:

“xShield? Boş. Hook'u bile kontrol etmiyor.”

Ve bu yazılım, hacker’ların radarından sonsuza kadar silinir.

3. Kendi Kendini İzleyen Ama Dışarıyı Göremeyenler

Bazı güvenlik uygulamaları öyle kurgulanır ki; log, hash, checksum takibi yapar ama dış dünyayla entegrasyonu yoktur. Yeni tehditleri algılayamaz, güncelleme frekansı düşüktür, davranış tabanlı analiz modülü çalışmaz.

Yani kendi odasında nöbet tutan bir gardiyan gibidir. Kapı açılsa bile fark etmez.

Hacker’lar bu sistemleri test eder, fark ettirerek dosya atar. İzlenip izlenmediğini ölçer. Eğer izleme tepkisizse, uygulama “ölü kabul” edilir.

4. Sadece Antivirüs Gibi Düşünen Güvenlik Sistemleri

Bazı yazılımlar hâlâ 2000’lerin güvenlik mantığıyla çalışır. Dosya tarar, imza eşleştirir, karantinaya alır.

Oysa 2020'lerin güvenlik ihtiyacı davranış analizine, şüpheli süreç akışına, veri çıkışı izlemeye dayanır.

Ve işte burada klasik antivirüs mantığı çöker. Hacker’lar bu tür sistemleri sadece şunun için kullanır:

  • Sistem logları öğrenmek
  • Yanlış alarmlar tetikleyip sistemi meşgul etmek
  • Kendi zararlılarını bu yazılımların whitelisti içine enjekte etmek

Yani güvenlik yazılımı, araçtan çok araç haline gelir.

5. Şifrelenmiş Ama Tahmin Edilebilir Sistemler

Bazı uygulamalar, kullandığı şifreleme algoritmalarıyla övünür. AES-256, RSA, SHA-3… ama detaylar incelendiğinde, private key sabitlenmiştir. Kullanıcıya randomize key verildiği sanılır ama aslında “maskelenmiş tekil sabit” kullanılır.

Hacker bunu çözdüğünde oyun biter.

Çünkü güvenlik şov değil, matematiksel dürüstlüktür.

6. GUI’yi Öncelik Sanan, Backend’i Unutanlar

Bazı güvenlik uygulamaları estetik açıdan büyüleyicidir. Gösterge panelleri, trafik izleme görselleri, animasyonlar… Ama arka uç denetlenmez. Bağlantılar HTTPS değil, API çağrıları hardcoded, yetkilendirme modülü eksik.

Hacker’lar bu sistemlere bir JSON gönderir. Eğer “403” değil “200 OK” alırlarsa…

O sistem artık güvenlik aracı değil, hedefe dönmüştür.

İşte Hacker’ların Terk Ettiği Güvenlik Uygulamalarının Ortak Özeti

Görünüş Gerçeklik
Kusursuz arayüz Veri sızıntısı var
Yüksek şifreleme Sabit key
Davranış izleme Gerçekte salt liste taraması
Aktif koruma Güncelleme yok, kör sistem

Ve En Kritik Söz

Bir hacker’ın bir güvenlik uygulamasını terk etmesi, onu kötülemek değildir.

Bu, yazılıma şunu demektir:

“Sen görünüyorsun, ama korumuyorsun.”

Ve internetin görünmeyen tarafında, korumayan şeyin adı güvenlik değil, illüzyondur.