Çok Beğenilen Ama Gelir Elde Edemeyen Projelerin Hikâyesi
Güzel bir ürün geliştirdin. İnsanlar beğendi. Yorumlar geldi, paylaşımlar yapıldı, belki bir iki blogda adın geçti. Herkes “bu harika!” dedi. Ama haftalar geçti. Aylar geçti. Ve hesabına tek bir kuruş girmedi.
Geriye ne kaldı? Övgüler. Retweet’ler. Beğeniler. Ama banka hesabın sessizliğini koruyor.
Bu yazı, beğeniyle büyüyen ama parayla beslenemeyen projelerin derinliğine iniyor. Estetikle ekonominin çarpıştığı o kırılma anlarını, kimsenin konuşmadığı gizli yapısal hataları ortaya koyuyor.
1. Beğenilmek, Kullanılmak Değildir
İnternet kullanıcıları, güzel şeyleri beğenir. Ama her beğeni, davranışa dönüşmez. Bir projeyi övmek, onu satın almak ya da desteklemek değildir. Beğeni, bir anlık tepkidir; ekonomi ise süreklilik ister.
Projeler, bu farkı göremediğinde, “herkes seviyor ama kimse kullanmıyor” çıkmazına girer.
2. İnsanlar Harika Şeyler İçin Para Vermek İstemez
Bu tuhaf ama gerçek. Ne kadar kaliteli olursa olsun, bedavaysa “daha da iyisi ücretsizse vardır” sanılır. Hele ki sosyal medyada viral olan bir şey için insanlar içten içe şöyle düşünür:
“Herkes beğenmişse zaten bir çıkarı vardır, benim para vermeme gerek yok.”
Çünkü kitlesel onay, bireysel sorumluluğu yok eder. Toplum ne kadar beğenirse, birey o kadar ödeme yapmaz.
3. Ürün Harika Ama Para Kazanma Modeli Yok
İşte burada en büyük mezarlık açılır. Projen harika olabilir, arayüz muazzam, kullanıcı deneyimi rüya gibi. Ama şayet bir gelir modeli oluşturulmadıysa, beğeniler seni doyurmaz. Kod satmaz. Beğeni karın doyurmaz.
Proje yayınlanır, herkes övgüyle bahseder. Ama:
- Ücretli üyelik yoktur
- Reklam gösterilmez
- Bağış sistemine yer verilmemiştir
- Premium özellik sunulmamıştır
Ve proje, “sanat eseri” gibi sergilenir ama “ticari ürün” gibi değerlendirilmez. İşte bu yüzden harika ama aç kalır.
4. Yatırımcılar Estetiğe Değil, Kazanca Bakar
Yatırımcı bir ürüne bakınca, ilk cümlesi şudur: “Nasıl para kazanacaksınız?”
Harika bir fikir, mükemmel bir yazılım, büyük kullanıcı kitlesi… Yatırımcıyı ilgilendirmez. Onun gözünde tek şey vardır: Geri dönüş oranı.
Ve çoğu güzel proje, işte bu soruya cevap veremediği için yatırım almaz. Onlar bir tür “vitrin sanatı” gibi görülür. Övgü alır, para değil.
5. Ücretsiz Olmanın Laneti
Ücretsiz başlayan bir proje, hiçbir zaman kolayca paralı modele geçemez. Çünkü kullanıcı zihniyetinde şu refleks oluşur:
“Önceden bedavaydı, şimdi neden para vereyim?”
Ücretsiz başlayan bir proje, kendi mezarını kazmış olabilir. Kullanıcıya ilk gün öğrettiğin fiyat politikası, seni yıllar boyu zincirler.
6. Para Kazanmak İçin Çok “Masum” Kalmak
Birçok geliştirici, projeyi güzelleştirirken ticaret yapmayı unutuyor. Banner koymaz, reklam almaz, sponsor aramaz. Çünkü şu korku vardır:
“Reklam koyarsam insanlar soğur.”
Hayır, insanlar soğumaz. İnsanlar mantıklı kazanç yollarını anlar. Ama sen kazanmaktan korkarsan, başkaları da sana ödeme yapmaktan çekinir.
7. Vitrin Dolu, Kasa Boş: Örnek Projeler Tablosu
Proje Adı | Beğeni Sayısı | Kullanıcı Sayısı | Gelir Modeli | Toplam Gelir |
---|---|---|---|---|
ZenReader | 38K beğeni | 120.000+ | Yok | 0 TL |
PureEdit | 11K retweet | 43.000+ | Bağış butonu vardı (tıklanmadı) | 12 USD |
SlowTimer | 9K upvote | 15.000 | Premium özellik yok | 0 |
Beğeniyle Başarı Arasındaki Büyük Yalan
Sosyal medya, beğeniyi başarı gibi gösterir. Oysa gerçek şudur: Beğeniler, bir şeyin estetik kalitesine gelir; satın alma ise onun hayatındaki yerini gösterir.
Bir projeye kaç kişi para veriyor? İşte asıl metrik budur. Ve bu metrik konuşulmadıkça, harika projeler mezarlığı dolmaya devam eder.
Göz Kamaştırdı, Karnını Doyurmadı
Bir gün çok güzel bir proje görürsün. Harika çalışır. Tertemizdir. Ve ücretsizdir. Ama 6 ay sonra link çalışmaz. Alan adı düşmüş. Geliştirici bırakmış.
Ve sen şaşırırsın. “Bu kadar güzeldi, neden devam etmedi?”
Çünkü güzellik sürdürülebilir değildir. Güçlü finansal modelin yoksa, tasarım seni kurtarmaz.
Ve o proje, sadece bir “güzel hatıra” olarak kalır. Ama o projeyi yapan kişinin zihninde, şu cümle yıllarca yankılanır:
“Herkes çok beğendi… ama kimse desteklemedi.”