Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

Milyonlar Alıp Buhar Olan Uygulamalar, Yatırım Mezarlığı

Bir sunum yapıldı. Slaytlar parladı. Alkışlar yükseldi. Yatırımcı gözlüğünü çıkarıp not aldı. Rakamlar havada uçuştu: büyüme oranı, kullanıcı sayısı, ölçeklenebilirlik...

Ve sonra çek kesildi. 1 milyon dolar. Belki 3. Belki 10.

Aradan 18 ay geçti. Uygulama artık yok. Ne güncelleme geldi, ne haber. Kurucuların sosyal medya hesapları ya sessizliğe gömüldü ya da motivasyon videolarıyla doldu. Kullanıcılar sordu. Kimse cevaplamadı. Ve yatırım... buhar oldu.

Bu yazı, işte o sessizce yok olan ama büyük paralar yutan dijital hayaletlerin görünmeyen otopsisidir. Ve burada anlatılanlar, yatırım dünyasının gri duvarlarının ardında kalmış çarpıcı gerçeklerdir.

1. Para Geldiği Anda Vizyon Değişir

Birçok girişim, yatırım almadan önce tutkuyla çalışır. Misyon bellidir: ürün. Hedef bellidir: kullanıcı. Ama yatırım geldiğinde zihin değişir. O an şirket, yazılımcı değil muhasebeci ruhuna bürünür.

İlk harcama genellikle “ofis”tir. Ardından gelir “pazarlama bütçesi”. Sonra “PR ajansı”. Ve en sonda gelir “ürün güncellemesi”… yani gelmez.

Çünkü yatırım parası, kod yerine kurumsallık üretmeye başlar. Ve uygulama, kodda değil, kâr tablolarında boğulur.

2. Raporlarla Dolu, Ürünle Boş 1 Yıl

Yatırım alan birçok uygulama, ilk yıl boyunca yatırımcıya “sunum yapmakla” meşguldür. KPI’lar çizilir, Excel’ler akar, büyüme projeksiyonları hazırlanır. Ama uygulamanın son kullanıcı deneyimi yerinde sayar.

Çünkü yatırımcı sunumu, kullanıcı deneyimini sollar. Ve bu nedenle uygulama, kullanıcılar için değil, yatırımcılar için şekillenir. Sonuç:

“Arayüz güzel, fikir iyi… ama neden kullanayım ki?”

3. Kurucunun Kafası Parayla Dağılır

Yatırım alındığında birden bire 'yeni fikirler' doğar. “Ana fikir zaten cepte” düşünülür. Yeni projeler, yan ürünler, ekstra hizmetler eklenir. Hepsi aynı bütçeden beslenir. Sonunda ise...

  • Hiçbiri bitmez
  • Hiçbiri düzgün çalışmaz
  • Ve ana uygulama da unutulur

Yani yatırım, bazen odaklanmayı değil, dağılmayı finanse eder.

4. Yatırımcı “Risk” Almadı, “Görüntü” Aldı

Aslında birçok yatırımcı, gerçekten projeye değil, “girişimci profilinin” vitrinine yatırım yapar. Sosyal medya aktif mi? Sunum tarzı nasıl? MBA var mı? Linkedin kabarık mı?

Ve bazen proje bile sunulmadan önce, yatırım çoktan kafada verilir. Ama içerik yoksa, ambalaj da dağılır.

Yani kaybolan sadece uygulama değil, o parlak LinkedIn profillerinin ardındaki içi boş stratejilerdir.

5. Uygulamalar Buhar Oldu, Ama Lüks Yaşam Kaldı

Bazı girişimler, yatırım aldıktan sonra görünmezleşir ama kurucuları ilginç şekilde daha görünür hale gelir. Yeni arabalar, Avrupa seyahatleri, motivasyon dolu tweet'ler… ama uygulama?

Sayfada: 502 Bad Gateway. App Store’da: Yayından kaldırıldı.

6. Buharlaşan Milyonların Tablosu

Uygulama Adı Yatırım Miktarı Aktif Süre Son Durum Görünmeyen Gerçek
Flumeo 3M USD 14 Ay Kapatıldı İçerik üreticiler için değildi, yatırımcılar için demo gibiydi
Clicknest 1.2M USD 8 Ay Offline Kullanıcı problemi yerine reklam sunumuna odaklandılar
Loopin 6.7M USD 1.5 Yıl Kurucu “yeni projelere geçti” Asla bir MVP’si olmadı

Yatırım Bazen İlerleme Değil, Uyuşmadır

Yatırım parası, bazı projeleri büyütmez; sadece geciktirir. Projenin aslında çalışmadığını kimse söyleyemez hale gelir. Çünkü “para konmuşsa çalışıyordur” gibi bir illüzyon başlar.

Halbuki:

“Para koymak, problemi çözmez. Sadece sessizleştirir.”

Kod Satırına Değil, PowerPoint’e Yatırılan Gelecek

Günümüzde bazı yatırımcılar artık fikir değil, PowerPoint sunumu satın alıyor. Ve bu sunumlar, kodla değil, vaatle şekilleniyor. Ama vaatler bir yere kadar gider. Sonunda ya ürün çıkar, ya da bahane.

Ve işte o noktada kullanıcı, yatırımcı, izleyici bir anda sorar:

“Peki, bu uygulama şimdi nerede?”

Ve cevap gelmez. Çünkü dijital çöplük sessizdir. Ama çok değerlidir. Orada milyonlarca dolarlık mezarlar vardır.

Üstünde sadece şu yazar:

"Burada bir fikir yattı. Sunum güzeldi, yazılım yoktu."