Kullanıcıyı Umursamayan Yazılımların Sessiz Sonu
Giriş ekranı açılır. Arka planda fon müziği yoktur. Belki bir “loading...” ifadesi, belki bir boş beyaz alan. Kullanıcı bekler. Yazılım bekletir.
İşte o an başlar trajedi. Çünkü bu, bir yazılımın değil, bir kibirin sahnesidir.
1. Perde: “Kendimi Kodladım, Size Ne?”
Bazı yazılımlar, geliştiricisi için yazılır. Kullanıcıdan çok geliştirici için. Arayüzde fonksiyonlar vardır, ama yol gösterici hiçbir şey yoktur. Menü başlıkları kriptiktir. Butonlar neden orada, kimse bilmez. İlk hata ekranı çıktığında, uygulama kapandığında, sessizlik olur.
Çünkü geliştirici şöyle düşünmüştür:
"Anlamıyorsan kullanma."
İşte bu cümle, birçok yazılımın görünmez intihar mektubudur.
2. Perde: Geliştirici Tanrıdır, Kullanıcı Kul
Bazı projelerde, bir yazılımcının gururu tüm kullanıcı deneyiminin önüne geçer. “En verimli algoritma bu!” der. “En mantıklı çözüm burada!” der. Ama kullanıcı mantık değil, konfor ister. Yazılımlar anlaşılmak değil, hissedilmek ister.
Ve kullanıcı kendini dışlanmış hisseder. Yardım istemek bile bir suç gibi gelir. “RTFM” (Read the F* Manual) cevabı, her topluluk forumunun kutsal sözcüğüdür. Ve böylece kullanıcı gider. Geri dönmez.
3. Perde: Geri Bildirime Kapalı Kale
Yazılımın geliştiricisine e-posta atarsınız:
"Merhaba, şu menü biraz karışık olmuş, acaba sadeleştirilebilir mi?"
Cevap gelmez. Ya da gelirse:
"Bu haliyle mantıklı. Kodu inceleyin, belki daha iyi anlarsınız."
İşte o anda, yazılım dünyasında görünmeyen bir cenaze başlar. Kullanıcı kaybedilir. Ama yazılımcı fark etmez. Çünkü kendi dünyasında bir tanrıdır. Geri bildirim, onun için bir saldırıdır. Halbuki dışarıdan bakıldığında, o yazılım sadece ölü bir yapıdadır. Henüz gömülmemiştir.
4. Perde: Hata Mesajları Sessizliğin Dili Olur
Uygulama hata verir. Ama mesajda sadece şu yazar:
"Unexpected Error - Code 1034Z"
Kullanıcı ne yapacağını bilmez. Ne oldu, nerede hata yaptı, bir yol gösterilmez. Dokümantasyon yok. Yardım butonu yok. Ve belki de en tehlikelisi: geliştiricinin umurunda bile değil.
Çünkü bu yazılım, insanları değil, mükemmel fonksiyonları memnun etmek için yazılmıştır.
5. Perde: Kullanıcının Susturulduğu Forumlar
Yazılımın destek sayfasına girersin. Bir kullanıcı “şu özelliği nasıl bulabilirim?” diye sormuş. Altına şu cevaplar gelmiş:
- "Bu basit şey bile bilinmiyorsa neden kullanıyorsunuz?"
- "Kod bilmeden bu programı kullanamazsınız."
- "Geliştiricinin açıklaması yeterli, aramayı öğrenin."
Ve kullanıcılar birer birer gider. Forum aktif kalır, ama sadece kodcular kendi arasında konuşur. Bu artık bir topluluk değil, bir tapınaktır. İçeri herkes alınmaz. Ve dışarıya açılmayan her yazılım... içeride çürür.
6. Perde: Kullanıcı Arayüzü Değil, Kodun Estetiği
UI/UX tasarım nedir bilmeyen projeler hâlâ yaşıyor. Ama kullanıcı gözünde zaten ölü. Yazılımcı için “form”, işlevden sonradır. Renk uyumu, simgeler, etkileşim detayları “önemsiz”dir. Ve sonuç olarak uygulama çalışsa bile itici görünür.
Kullanıcıya hoş gelen hiçbir şey yoktur. Çünkü yazılımcı şu cümleyle savunur:
"Ama çalışıyor."
Oysa kullanıcı için çalışan bir şey, aynı zamanda **yaşayan** bir şey olmalıdır. Tepki vermeli, hissettirmeli, konuşmalıdır.
7. Perde: Sessiz Ölüm
Yıllar geçer. Yazılım güncellenmez. Yeni kullanıcı gelmez. Destek sayfası kapanır. GitHub repo’su yıllardır dokunulmamıştır. Kimse yazılımı silmez. Ama kimse de yüklemez.
Bu, dijital dünyanın en sessiz ölümüdür.
Son Perde: Bir Efsanenin Sessiz Mezarı
İsmini belki hatırlarsın. Yıllar önce bir yazılım vardı. Çok yetenekliydi. Hızlıydı. Hafifti. Ama kullanıcıyı hep görmezden geldi.
Şimdi mezarı boş bir domain. Ya da silinmiş bir GitHub repository.
Belki geliştiricisi hâlâ onunla gurur duyuyordur. Ama kullanıcılar onu çoktan unuttu.
Kullanıcıyı görmeyen bir yazılım, sonunda hiç kimse tarafından görülmez.