Neden Hiç Kimse Bu Uygulamayı Paylaşmadı?
Uygulama harikaydı.
Yani... hızlıydı, modern görünüyordu. Hatta bazı özellikleri rakiplerinde bile yoktu. Ama ilginç bir şekilde kimse paylaşmadı. Hiçbir yerde adından söz edilmedi. Sosyal medyada tek bir ekran görüntüsüne rastlanmadı. Yorumlar? Yok. Tweet? Yok. Blog yazısı? Hiç yok.
Ve sonra bir gün fark edilmeden yok oldu.
Bu yazı, işte o görünmeyen uygulamaların gizli gömülme törenidir. Ve cevabı olmayan soruların perde arkasına yürür. Hazırsan sessizliğin kaynağını kazmaya başlıyoruz.
1. İlk Lanet: “Çok Güzel Ama Paylaşılmaz” Fenomeni
Bazı uygulamalar vardır ki... anlatılması zordur. İnsan kullanır, beğenir ama başkasına anlatmak istemez. Çünkü karmaşıktır. Ya da aşırı özeldir. Veya o kadar sade ve sessiz çalışır ki, farkına varılmaz bile.
Bir arkadaşına anlatmaya çalışırsın:
"Abi bu uygulama şey... hani dosya şey yapıyor... ama çok iyi."
Karşındaki anlamaz. Sen de anlatmaktan vazgeçersin. İşte o an, uygulama ilk sosyal ölümünü yaşamıştır.
2. Paylaşmak İçin Duygu Lazım, Kod Değil
İnsanlar neden bir şeyi paylaşır? Duygulandığı için. Eğlendiği için. Gülümsediği için. Veya şok olduğu için.
Bir uygulama teknik olarak mükemmel olabilir ama duygusal olarak sıfırsa, asla viral olmaz.
Örnek:
- Bir butona basınca parlayan mikro animasyon yoksa,
- “Paylaş” butonu bile gözükmüyorsa,
- Bildirim gelmiyorsa, arayüz susuyorsa,
- Yani kullanıcıya “beni arkadaşına göster” hissi verilmiyorsa,
O uygulama sessiz kalır. Sonsuza kadar.
3. “İnsanlar Zaten Anlar” Yanılgısı
Geliştiricinin iç sesi şuydu:
"Uygulama güzel, insanlar zaten paylaşır."
Hayır. Hiçbir şey kendiliğinden paylaşılmaz. Paylaşılabilir olması için, sadece içerik değil, bağlam da gerekir. İnsanlar uygulamanın ne işe yaradığını, kimin işine yarayacağını hemen anlamalı. Aksi halde “bak sonra” deyip kapatır.
4. “Yalnızca Uygulama Değil, Hikâye De Lazım”
Hiçbir uygulama yalnızca kendisiyle büyümez. Her uygulama, bir hikâyeye ihtiyaç duyar.
Nedir o?
Uygulama | Hikâyesi | Neden Paylaşıldı? |
---|---|---|
“Her anını paylaş” | Seni başrole koydu | |
Duolingo | “Günde 5 dakikayla dil öğren” | İddia koydu, takibi kolaylaştırdı |
O Paylaşılmayan Uygulama | Yoktu. | Kimse neden kullanacağını bilmiyordu |
Yani, uygulama güzel olabilir. Ama hikâyesi yoksa, kimse anlatmaz. Kimse anlatmazsa, uygulama da yok olur.
5. “Kendini Paylaştırmayan Uygulamalar”
Birçok uygulama, teknik olarak “paylaşılabilir” değildir. Link kısa değil. Açıklama yapılmamış. Sosyal medya önizleme ayarları yapılmamış. Başlık ve görsel yok. Paylaşınca sadece bir app.link/xyz?ref=token çıkıyor. Kullanıcı bile tıklamıyor.
Paylaşmak için ön hazırlık yapılmamış. Oysa virallik doğaçlama değil, mühendislik ister. Bazı uygulamalar, görünmek istemiyormuş gibi davranır. Ve bu davranış, kaderlerini belirler.
6. Paylaşım İçin Sosyal Statü Gerekir
Bazen insanlar, sadece “havalı” olanı paylaşır. Kimin kullandığı, o uygulamayı değerli kılar. Eğer uygulama “herkese göre” görünüyorsa ama hiç kimse özel hissetmiyorsa, paylaşılmaz.
İşte o zaman uygulama şu sorunun kurbanı olur:
"Evet iyiymiş... ama neden paylaşayım ki?"
7. Belki De Uygulama O Kadar Da Harika Değildi
Bazen, acı ama gerçek şudur:
Uygulama çalışıyordur. Stabildir. Ama heyecan vermez. Çünkü zamanlama kötüdür. Veya ihtiyaç yaratmıyordur. Ya da zaten herkesin başka bir çözümü vardır.
İşte o zaman, en derin sessizlik başlar. Ve bu cümle yazılır:
"Hiç kimse paylaşmadı. Çünkü gerek duymadı."
Ve Böylece: Harika Ama Sessiz Bir Ölüm
Uygulamanın geliştiricisi hâlâ inançlıdır. “Bu proje bir gün patlayacak” der. Ama üç yıl geçmiştir. App Store’da 17 indirme. Play Store’da 1 yorum: “Arayüz biraz karışık.”
Ve zamanla, geliştirici de susar. Güncelleme gelmez. Destek maili cevaplanmaz. Sosyal medya hesabı son olarak 2019’da bir tweet atmıştır:
"Yenilikler yolda!"
O yenilik asla gelmez.
Son Söz
Bir uygulama harika olabilir. Ama paylaştırmıyorsa, varlığı sönükleşir. Bu dijital çağda görünmeyen hiçbir şey, gerçekten yaşamaz.
Ve belki de bazı uygulamaların problemi şu değildir:
"Neden paylaşılmadı?"
Soru belki de şudur:
"Neden hiç kimse paylaşmak istemedi?"