İçeriği Harika Olan Ama SEO’su Sıfır Sitelerin Sessiz Çöküşü
Her kelimesi bilgi dolu. Her paragrafı emekle yazılmış. Tasarım nefes kesiyor. Ama o siteyi kimse bilmiyor. Google’da adını bile yazsan çıkmıyor. Bahsedilen, konuşulan, hatta aranan bir konu hakkında yazılmış mükemmel bir içerik… ama dijital evrende yok hükmünde.
Bu yazı, içerik harikası ama SEO’su sıfır olan internet sitelerinin, kimse fark etmeden nasıl yok olup gittiğini anlatıyor. Bu, sessizliğin biyografisi. Ve içinde saklanan bazı “neden kimse okumadı?” çığlıkları var.
1. “Arama Motoru” Denilen Kara Delik
İnternetin %90’ı içerikten değil, görünürlükten ibarettir. Yani insanlar sadece kaliteli olanı değil, bulabildiklerini tüketir. Bir içerik ne kadar kaliteli olursa olsun, eğer birisi onu arattığında ulaşamıyorsa, o içerik dijital çöldedir.
Ve bu çölün adı: SEO’suzluk.
2. Vaka: HistoryUnlocked.net
Bu site, tarihin en az bilinen detaylarını öyle kaynaklarla derlemişti ki, akademik makaleleri kıskandırırdı. Fakat başlıklar hep şöyleydi:
- “Kırmızı Defterin Arkasındaki Adam”
- “Hiç Konuşmayan General”
- “Sirenlerin Boğduğu Deniz”
Yani kullanıcı şunu aratıyordu: "II. Dünya Savaşı bilinmeyen gerçekler" Ama site, Google’a “merhaba ben bu konuda yazdım” dememişti.
Sonuç: 128 içerik, 3 yıllık arşiv, 40’a yakın ülkeye ait tarih... Ama aylık ziyaretçi sayısı: 16
3. SEO’suzluğun Anatomisi
Harika içerik üreten ama SEO’dan bihaber sitelerin ortak özellikleri şunlardı:
Durum | Açıklama |
---|---|
Başlıklar gizemli ama anlamsız | “Kara Gecenin Ardından” gibi cümleler, aramalarda sıfır etki yaratır |
Alt başlık yok | Google neyin nerede olduğunu anlayamaz |
Meta açıklamaları yok | Arama motoru ön izlemeleri boş çıkar, tıklanmaz |
Görseller optimize değil | Dosya isimleri “IMG_0001.jpg”, açıklama kısmı boş |
Site haritası eksik | Google botları sayfalarda ne var anlayamaz |
4. Peki Neden Böyle Oldu?
Çünkü çoğu içerik üreticisi şu hataya düştü: “Ben iyi içerik yazarsam, zaten insanlar bulur.”
Hayır. Dijital dünyada görünürlük için kurallara oynaman gerekir. İçerik kaliteyse, SEO vitrindir. Vitrini olmayan dükkanda, içerik kasada kilitli kalır.
5. Unutulan Siteler Mezarlığı
Bugün internetin arka sokaklarında öyle siteler var ki, içerik kalitesiyle bir ansiklopediyi cebinden çıkarır. Ama kimse onları bilmiyor. Belki sahibi bile şifresini unutmuş. Yıllar sonra hosting kapanınca yok olacaklar.
Güzel yazılar, kimseye ulaşmadan silinecek. Bilgi, sadece bir dosya olarak kalacak.
6. Duyulmayan Yazıların Ardından
İçerik üretmek, sadece yazmak değil, sesini duyurmaktır. Ve o sesi duyan tek kişi site sahibi olursa, bu yazının hedefi ıskalanmış olur.
SEO, bir trend değil. Bu çağın okuma yazma bilme biçimidir. Görünmeden yaşanmaz. Bilgi, görünürlükle birleştiğinde değer kazanır. Aksi halde sadece satırlardan ibarettir.
Ve işte böyle… Dünyanın en kaliteli yazıları, okunmadan arka uçta ölüme terk edilir. Bir dijital mum yakılır. Başlık okunur:
“Bu yazıyı kimse göremedi.”