Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

Başarısızlığın Kokusu, Başlamadan Bitmiş Siteler

Henüz açılmadan ölen siteler vardır. Domain alınır, hosting ödenir, hatta bir açılış sayfası bile hazırlanır. Ama site... hiçbir zaman gerçek anlamda “başlamaz”.

Bazıları taslak aşamasında terk edilir, bazıları ise yayına alınır ama kimse ziyaret etmeden yok olur. Kısacası bu siteler; dijital evrenin erken düşen meteorları gibidir. Parlamaya fırsat bulamadan yanıp giderler.

1. Domainin Alındığı Gün, Ölümün Başladığı Gündür

Her şey “İyi bir fikir buldum!” cümlesiyle başlar. İlk iş, alan adı satın alınır. Ve sonra... beklenmeyen bir şey olur: fikir biter, motivasyon düşer.

İşte en büyük illüzyon da burada başlar. Domain almak bir şey değildir, sadece kağıt üstündeki bir niyettir. Ama çoğu kişi bu adımdan sonra her şeyi bitirdiğini sanır.

Sonrası bir sessizliktir. Çünkü fikir değil, aksiyon kazandırır. Ama çoğu fikir sahibinin enerjisi, “domaini kaptım” noktasında tükenir.

2. İnşa Edilen Ama Asla Duyurulmayan Yapılar

Site yapılır, belki mükemmel bir arayüz bile tasarlanır. Ama paylaşılmaz. Kimseye gösterilmez. Sosyal medyada hiç duyurulmaz.

Bunun nedeni çoğunlukla şudur:

  • “Tam hazır değil” bahanesi
  • “Ya kimse beğenmezse” korkusu
  • “Sonra duyururum” tuzağı

Bu duygular bir siteyi sessizce öldürür. Çünkü dijitalde var olmanın ilk kuralı görünmektir. Hiç duyurulmamış bir site, hiç var olmamış gibidir.

3. Açılış Sayfası Cehennemi

“Çok yakında” yazan yüzlerce sayfa vardır internette. Ama o “yakın”, hiçbir zaman gelmez.

Gerçek: Bunların %90’ı asla gerçek bir siteye dönüşmez. Çünkü çoğu sadece fikir denemesi, arkadaşla konuşulan bir hayaldir.

Bazı projelerde ise yatırım beklentisi çok erkendir. “Bir açılış sayfası yapalım, yatırımcılar kendileri gelir” düşüncesi... dijital mezarlığın en çok duyulan son sözlerinden biridir.

4. Ekip Vardı, Proje Yoktu

Başlamadan ölen siteler genelde ekipli projelerdir. İnanılmaz yetenekli bir tasarımcı, sağlam bir yazılımcı, tutkulu bir içerikçi... Hepsi bir araya gelir.

Fakat:

  • Kimse proje yöneticiliğini üstlenmez
  • Herkes başka önceliklerle yaşar
  • Proje zamanla “sessiz bir fikir grubu”na döner

Ve sonra herkes bir gün mesajlara cevap vermemeye başlar. Slack sessizleşir. Figma dosyası unutulur. Projeye ait Google Drive klasörü, dijital tozlarla kaplanır.

5. Başarısızlığın Gelişinden Anlaşılması

Her şeyden önce, bazı siteler daha doğmadan başarısız olacaklarını belli ederler. Çünkü:

Başlamadan Bitmiş Sitelerde Gözlenen Ortak Hatalar Ne Anlama Geliyor?
“Ne sitesi olacağı” belli değildir Hedefi olmayan bir projenin rotası da yoktur
Sadece tasarım odaklıdır, içerik yoktur Kabuk vardır, içi boştur
Her şey mükemmel olsun takıntısı Yayın tarihi ertelenir, ertelenir… sonsuz ertelenir
İsim konmamıştır Kendini tanımlayamayan bir şey, büyüyemez

6. Kimse Ziyaret Etmediği İçin Değil, Ziyarete Hazır Olmadıkları İçin Öldüler

Çoğu geliştirici ve fikir sahibi, “Siteyi kimse ziyaret etmiyor” der. Ama sormazlar: Ziyaret eden biri gelseydi ne görecekti?

Boş bir sayfa mı? Yarım bir proje mi? İçeriği olmayan bir kategori mi?

İnsanların gelmemesi değil, gelenin tutunamaması bir sitenin ölüm nedenidir. Ve çoğu zaman bu durum, daha ilk hafta bellidir.

7. “Belki Bir Gün Başlarım” Düşüncesinin Laneti

Bazı siteler açılır ama içerik eklenmez. Aylardır aynı giriş cümlesi kalır orada. Blog kısmı “Coming soon” yazar. Kategoriler boşluklarla doludur.

Ve site sahibi her gün, “Başlayacağım, ama şu iş bitsin…” der. Ama bitmez o işler. Ve site de hiçbir zaman başlamaz.

Son Sayfa: Mezar Taşında Yalnızca Domain Yazar

Başlamadan biten projeler, dijital çağın sessiz ölüleridir. Ne hacklenirler, ne kapanırlar, ne de duyurulurlar. Sadece... unutulurlar.

Ve geriye yalnızca şu kalır:

domainadı.com 2023 – (hiç açılmadı)

Her büyük proje bir fikirle başlar, Ama sadece yürüyen fikirler hayatta kalır.

Başlamayan, zaten kaybetmiştir.