Hiç Tanıtımı Yapılmadan Yayına Açılan Projelerin Dramı
Bir fikir düşün. Aylarca kodlandı. Geceler sabaha döndü. Ekrana bakan gözler kurudu, eller fareye, kalpler hayale dönüştü. Testler yapıldı, hatalar düzeltildi. Ve sonunda, o kutsal an geldi: "Yayınla" butonuna tıklandı. Herkesin kullanması, hayran kalması, paylaşması gereken o proje… internete açıldı. Ama hiçbir şey olmadı. Ne bir bildirim, ne bir ziyaretçi. Tam bir sessizlik. Dijital boşlukta yankılanmayan bir haykırış gibi: Kimse gelmedi.
Tanıtım Yoksa, Gerçekten Yayınlandın mı?
İşte bu, anlatılmayan en büyük dramdır. Girişimcilik öykülerinde genellikle zaferler anlatılır. Ama kimse "Hiçbir şey olmadı" cümlesinin travmasını paylaşmaz. Bir projeyi yayına açmak, onu yaşatmak değildir. Onu hayata bağlayan şey, görünmesidir. Ve görünmeyen her şey, ne kadar iyi olursa olsun ölüdür.
Yayına açılan ama hiç tanıtımı yapılmayan projelerin kaderi, dijital evrende gömülü kalmaktır. Arama motorları onları bulamaz. Sosyal medya algoritmaları onları sevmez. İnsanlar onların farkında bile değildir. O yüzden bu yazı, görünmeyenlerin hikâyesidir.
Bir Projeyi Gömmenin En Kibar Yolu: Sessizlik
Hiç tanıtımı yapılmayan projeler genelde şununla başlar: “Zaten site çok güzel, kendini gösterir.” Hayır, göstermez. O sitenin domaini senin zihnindedir, başkalarının değil. Senin harika bulduğun o arayüz, diğerleri için sıradandır. Çünkü onlara ulaşmadı. Çünkü sen anlatmadın. Çünkü sen sustun.
Bir fikri en profesyonel biçimde gömmek istiyorsan, onu hiçbir yere duyurmadan yayına aç. İşte o zaman en sessiz cenazeyi düzenlemiş olursun.
“Zaten Kullanıcı Gelirse Tanıtım Yaparız” Diyenlerin Tümünü Dijital Terk Edilmişlik Bekler
Bu cümle, bir projeye atılan görünmez baltadır. Kullanıcı, kimse bilmediği sürece asla gelmez. Ve kullanıcı gelmediği sürece, o projede hiçbir istatistik hareketlenmez. Sonra Google Analytics ekranı, bir kalp atışı monitörü gibi dümdüz olur. Ziyaretçi: 0. Oturum süresi: 0. Paylaşım: 0. Ve girişimcinin yüzü: bomboş.
Görülmeyen Projelerde Zaman Gerçeklikten Ayrılır
Hiç tanıtımı yapılmamış bir projenin zamanı farklı akar. Günler geçer, ama içeride hiçbir şey değişmez. Sitenin admin paneline giren sadece geliştiricidir. O da umutla bir şey olmuş mu diye kontrol eder. Ama yoktur. Her giriş, sessizliğe bir bakıştır. Ve sonunda, projeye duyulan sevgi, sessizce kabule dönüşür: "Kimse gelmeyecek."
Gizli Kalan Projelerin Anatomisi
Projede Olan | Olması Gereken | Gerçekleşen |
---|---|---|
Mobil uyumlu tasarım | Sosyal medyada duyuru | Kimse görmediği için fark edilmedi |
Blog entegrasyonu | SEO optimizasyonu | Indexlenmeden çöpe gitti |
API ile müthiş altyapı | E-posta kampanyası | Mail gönderilmedi, kimse bilmedi |
Çünkü “İnşa Ettim, Geldiler” Yalnızca Filmlerde Olur
Field of Dreams’i hatırlıyor musun? “If you build it, they will come.” Hayır. Gerçek dünyada, sen onu inşa ettiğinde kimse gelmez. Onlara tek tek bağırmazsan, seslenmezsen, merak ettirmezsen, kimse adımını bile atmaz. Çünkü herkes zaten başka bir şeyle meşguldür. Ve sen görünmezken, onlar seni aramazlar. Çünkü sen, onların radarına hiç girmemişsindir.
İnternette Görünmez Olmak, Gerçeklikten Daha Acı Verici
Fiziksel dünyada görünmemek yalnızlıktır. Dijital dünyada görünmemek yok oluş. Projeyi yayına açmak, bir doğum gibidir. Ama tanıtım yapmamak, çocuğun adını kimseye söylememek gibidir. O çocuk büyür mü? Büyümez. Kimliksiz kalır. Kimse onun varlığından haberdar olmaz.
Bu yüzden, hiç tanıtımı yapılmadan yayına açılan projeler, aslında yayına açılmamıştır. Sadece internete bırakılmıştır. Bir tür dijital yetimliktir bu. Ve acısı, girişimcinin içine işler.
Sonunda Geliştirici, Paneli Sessizce Kapatır
Aylarca uğraşan, dizaynını sabaha kadar mükemmelleştiren o kişi… en sonunda kontrol paneline bir kez daha girer. Bir tuşa basar. “Yayından kaldır” der. Tıklamadan önce duraksar. Ama bilir ki artık anlamı kalmamıştır. Çünkü duyulmayan her kelime, unutulan bir fikir olur.
Ve sonra ekran kararır. Proje kapanır. Ama asıl kapanan, umutların olduğu klasördür.
Ve Belki de En Sessiz Başarısızlıklar, En Derin Dersleri Bırakır
Bu yazıyı okuyanlara sesleniyorum. Projeniz varsa, çığlık atın. En azından fısıldayın. Ama susmayın. Çünkü fikirler ölmez, ama tanıtımı yapılmayan fikirler asla doğmaz.