Ana Karargâh Neler Yapıyoruz?
Hikayemizin Perde Arkası Beyin Kıvılcımları Bağlantıya Geçin

Harika Fikri Patlayan Ama Hatalı Lansmanla Bitirilen Projeler

Her şey hazırdı. Fikir muhteşemdi. Yatırımcı heyecanlıydı. Takım çalışkandı. Prototip stabil, testler başarılıydı. Sosyal medya hesapları açılmış, geri sayım başlatılmıştı. Ama sonra… lansman geldi. Ve bir sessizlik çöktü. O gün doğması gereken proje, gömüldü. Hem de kendi elleriyle.

Bazı projeler başarısız oldukları için değil; doğru anda yanlış şekilde doğdukları için ölür. Ve en acısı da şudur: Geri dönüp düzeltme şansı çoğu zaman olmaz.

Fikir Harikaydı, Ama Kurgusu Felaketti

İnternetteki en büyük illüzyonlardan biri şudur: “İyi fikirse, tutar.” Hayır. Yanlış paketlenmiş, yanlış zamanda fırlatılmış bir roket, ne kadar güçlü olursa olsun, yanlış atmosfere girer ve yanar. İşte dijital girişim dünyasında lansman, o atmosferin ilk temasıdır.

Ve o temas yanlışsa, hayal gücün oksijen bile olsa işe yaramaz.

Hatalı Lansman Ne Demek?

Durum Hatalı Lansman Detayı Sonuç
Zamanlama krizi Rakip projeyle aynı gün çıkmak Gölgede kalma, görünmeme
Hedef kitle belirsizliği Herkese hitap etme çabası Hiç kimsenin ilgisini çekememe
İletişim hatası Ne işe yaradığı anlaşılmıyor İlk günden itibar kaybı
Erken lansman Ürün henüz test edilmeden yayına alınmak Bug yağmuru, kötü yorumlar, iptal edilen umut

Bir Örnek: Ghostboard - Hayalet Trafik Takibi İçin Devrimci Bir Proje

2016’da kapalı kapılar ardında geliştirilen bir fikir vardı. Ghostboard. Google Analytics’in fark edemediği ghost trafiği takip eden bir yazılım. Proje o kadar zekiceydi ki, SEO uzmanları çıldırıyordu. Herkes bekliyordu. Aylarca teaser verildi. Herkes “ne zaman?” diyordu.

Ve sonra… bir sabah, lansman yapıldı. Ama şöyle: sadece bir Tweet. Bağlantı bozuk. Açıklama eksik. Siteye girildiğinde ne olduğu anlaşılmıyordu. Ne demo vardı, ne fiyatlandırma.

Kullanıcılar 30 saniye içinde siteyi kapattı. Forumlarda “fake mi bu?” dendi. Lansmandan iki hafta sonra geliştirici Medium yazısı paylaştı: “Şu an hazır değiliz, geri döneceğiz.” Ama dönülmedi. Çünkü o ilk izlenim, mezar taşıydı.

İlk Günkü Titreşim, Projenin Nabzıdır

Lansman günü bir tören gibidir. Sen ürünü değil, vizyonu takdim edersin. Kullanıcı ilk gün her şeye bakar: Renk seçimine, yazım hatasına, butonun tıklanma hızına kadar. Ve sonra karar verir: “Bu ciddiye alınır mı?”

Eğer kullanıcı senin kendini ciddiye almadığını hissederse, en iyi yazılım bile “hobi projesi” olarak etiketlenir. Ve bir daha açılmaz.

Neden Bazı Harika Fikirler Mezara Gömülür?

Çünkü dijital dünyada hata, yalnızca bir aksaklık değil; anlam eksikliğidir. Sen “ne güzel yaptık” diye düşünürken, kullanıcı “bu ne işe yarıyor?” diye kalırsa… iş bitmiştir.

Lansman, teknik değil, psikolojik bir savaştır. Kullanıcının zihnine ilk temasıdır. Ve o temas yanlışsa, artık başka şansın kalmaz.

Geri Dönüşü Olmayan İlk İzlenim

İnsanlar bazen projeyi anlamaz ama hisseder. Eğer duygu uyandırmazsan, yazılımın fonksiyonları bir Excel tablosundan farksız olur. Ve insanlar Excel kullanmak için uygulama indirmez.

Bu yüzden bazı projeler, bug yüzünden değil; boşluk yüzünden unutulur.

En Zekice Projeler Bile Sessizce Yok Olur

Bugün GitHub’da, ProductHunt’ta, eski bloglarda binlerce terk edilmiş proje var. Birçoğu hâlâ potansiyel taşıyor. Ama ilk lansmanları öyle başarısızdı ki, gözden bir kez düşünce, akıldan da çıktılar.

Ve En Sonunda Geriye Şu Cümle Kalır:

“Aslında çok iyi fikirdi, ama insanlar anlamadı.”

Hayır. Anlamadılar çünkü anlatılmadı. Doğru zamanda, doğru şekilde, doğru kurguyla sunulmadı. Ve bazen bir fikrin kaderi sadece bu 3 “doğru”ya bağlıdır.

Unutma, internet her şeyi affeder. Ama ilk günkü saçmalığı asla unutmaz.