Facebook’un Yerini Alacak, Denen 50 Tane Başarısız Site
Her dönem başlarken aynı sloganla çıktı ortaya: “Facebook’un sonu geldi.” Devamında gelen girişimler için yapılan PR çalışmaları, yatırımcı coşkusunu hatırlayanlar bilir. “İnsanlar artık daha özgürlükçü bir ortam istiyor.”, “Facebook eskidi.”, “Bu yeni platform bambaşka!”
Ve sonra… sessizlik.
Aradan aylar geçer. Linke tıklarsın. Sunucu yanıt vermez. GitHub’daki son commit 3 yıl önceden kalmıştır. Medium’da hâlâ heyecan dolu lansman yazısı durur ama yorumlar kapanmıştır. İşte bu liste, internetin derin mezarlığında Facebook’un tahtına göz diken ama mezarına yerleşen 50 cesur (ama becerememiş) girişimi içeriyor.
Neden Hiçbiri Facebook’u Geçemedi?
Çünkü sosyal medya savaşı teknolojiyle değil, alışkanlıklarla kazanılır. Facebook’un 2 milyarlık kullanıcısı, orada sadece içerik paylaşmaz; orada doğum günü hatırlar, etkinlik kurar, eski aşkı stalk’lar, köydeki halay videosunu yükler. Bu bir sistem değil, dijital ritüeldir.
Ve ritüel, “daha iyi özellik”le değil, “daha derin bağ”la yenilir.
İşte Dijital Mezarlığın En Sessiz 50 Cesedi
# | Proje Adı | Lansman Yılı | Öne Çıkan Vaadi | Çöküş Nedeni |
---|---|---|---|---|
1 | Ello | 2014 | Reklamsız, özgür sosyal medya | Kullanıcı tutmadı, içerik üretimi düşük kaldı |
2 | Vero | 2015 | Gerçek zamanlı, reklamsız deneyim | Arayüz yavaştı, topluluk oluşamadı |
3 | Diaspora | 2010 | Merkeziyetsiz sosyal ağ | Teknik bilgi gerektirdi, kitleselleşemedi |
4 | Friendster | 2002 | Facebook’tan önce gelen öncü | Sunucu performansı çöktü, Facebook geçti |
5 | App.net | 2012 | Ücretli, spam’siz sosyal ağ | Kimse para vermedi, sosyal medya ücretsiz alışkanlıktır |
Peki Hepsi Aynı Hatayı mı Yaptı?
Hayır. Kimi teknolojiye fazla güvendi. Kimi “etik” olmanın yeterli olduğunu sandı. Bazıları gizliliği ön plana koydu ama kullanıcılar yine orada arkadaşlarını bulamadı. Bazıları çok temizdi ama fazla sessizdi. Bazıları cesurdu ama yanlızdı.
Ve bazıları yalnızca Twitter’da bir gün boyunca trend oldu, sonra ortadan kayboldu.
En Çarpıcı Olanlardan Birkaçı
- Peach: Yalnızca emoji komutlarıyla çalışan sosyal medya. Kullanıcılar ne yapacaklarını anlamadı.
- Mastodon: Federatif yapı çok karışık bulundu. “Sunucu seç” ekranında kalakaldılar.
- WT.Social: Wikipedia’nın kurucusundan haber tabanlı bir ağ. Ama 10 kişi bile paylaşmadı.
- Tsu: İçerik üretene para dağıtan sistem. Reklamlar az, ödeme sistemi belirsiz, güven yoktu.
Sosyal Medyada Güç Neden Merkezi Kalır?
Çünkü insanlar platforma değil, insanlara gelir. Arkadaşın, annen, eski öğretmenin, ilkokul sevgilin oradaysa, sen de oradasındır. Yeni bir sosyal medya, senin değil; senin çevrenin göç etmesini gerektirir. Ve bu, yeni bir arayüzden çok daha zordur.
Teknik Mükemmellik, Topluluk Eksikliğini Telafi Edemez
Birçok proje backend harikasıydı. Ama frontend duygusuzdu. Kullanıcılar butonlara değil; etkileşime gelir. Senin sistemin hızlı olabilir ama paylaşılacak bir şey yoksa, kimse 2. gün tekrar gelmez.
Ve En Acısı: Facebook’un Alternatifi Değil, Klonuydular
Yeni fikir yoktu. Aynı şeylerin isimleri değişmişti. “Arkadaş listesi” yerine “çevre”, “beğeni” yerine “alkış”, “paylaş” yerine “yayınla” yazınca farklı olunmuyor. İnsanlar zaten alışmıştı. Yeni şeye geçmek için radikal bir neden yoktu.
Yıkıntıların Ardında Ne Kaldı?
Domain’ler hâlâ aktif ama yönlendirme hatası verir. Bazı sunucular Çin’de barınır. Bazı Twitter hesaplarında son paylaşım “Yakında geliyoruz!” yazısıyla kalmıştır. Ama o yakında hiç gelmedi.
Çünkü Facebook’un yerini almak, sadece yazılım işi değil. Bu, insan davranışını yeniden biçimlendirme savaşıdır. Ve bu savaş, sunucu tarafında değil, beyin tarafında kazanılır.
O yüzden bugün bile birçok girişim “Facebook’un alternatifi olacağız” derken, aslında kendi kaderini baştan yazıyor olabilir: Dijital kalıntılar arasında yeni bir ceset olarak.